6 Ocak 2018 Cumartesi

Rönesans'ın Ustalarından Botticelli'ye Küçük Fırça Darbeleriyle Bir Dokunuş


    SANDRO BOTTİCELLİ

  
   
         Tam adı Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi olsa da korkmayın biz ona ''küçük fıçı'' anlamına gelen Botticelli lâkabıyla hitap edeceğiz. 
        1440'larda Botticelli doğduğunda, Floransa 40-50 yıldır sanatsal yaratıcılığın öncüsü konumundaydı. Babası tabakhanede çalışan bir işçiydi yani sanat ve resim konusundaki gelişmelerden bihaberdi; ancak Botticelli'nin erken yaşlarda dekoratif sanatlara yönelmesi onu baba mesleğinden kurtardı. Kuyumculuk eğitimi aldı ve daha sonrasında 18 yaşında kentin en usta ressamlarından olan Fra Filippo Lippi'nin çırağı oldu. 

              20'li yaşlara gelen Botticelli artık çoktan kendini Floransa'nın baş ressamlarından kabul ettirmişti.




(Otoportresi olduğu düşülünülen Adoration of the Magi tablosundan bir kesit)

(Venüs'ün Doğuşu- orijinal adı: La Nascita di Venere)

(Venüs ve Mars)
                                                                                  
                                                                                        

             Bu kadar güzel resimler çizen ressamın zamanla modası geçmiş ve ressam artık eserlerine bakılmaz olduğu bir dönemde, 1510 yılında fakirlik içerisinde hayata veda etmiştir.


Botticelli'nin Efsane Tablosu: La Primavera-İlkbahahar


       Nedendir bilinmez bu tabloyla aramda oldukça değişik bir çekim var. İlk gördüğüm zamandan beri beni farklı bir şekilde içine çekiyor. Peki bu tablo bize neyi anlatıyor?





       La Primavera tablosu 1480'lerde Floransa'da yapıldı ve hiçbir zaman evinden birkaç kilometre öteye gitmedi. Resme baktığımızda gözümüze dokuz figür çarpıyor. Resimdeki karakterler Roma mitolojisinden esinlenerek çizilmiş. Karakterlerden ve hikâyelerinden biraz bahsedecek olursak; en ortada duran ve ilk göze çarpan kadın figürü Aşk Tanrıçası Venüs, hemen biraz üstünde duran, alevli bir oku atmak üzere olan kanatlı figür ise Köroğlu Aşk Meleği Küpit. Bu figürlerin hemen sol tarafında üç genç kızı görüyoruz; bu üç genç kızın neşeyi, zarafeti ve sevinci sembolize etttikleri düşünülüyor. Onların biraz ilerisinde de Tanrıların Elçisi Merkür göze çarpıyor.


        Resmin sağ tarafına baktığımız zaman bilgimiz olmasa dahi buranın karanlık bir tarafı olduğunu sezebiliriz. Sağ tarafta bulunan üç figürden ikisi aslında aynı kişi. Batı Rüzgarının Kanatlı Tanrısı ZefirKhloris'e tecavüz ediyor ve daha sonrasında Khloris, Flora'ya dönüşüyor. Yani sağ taraftaki iki kadın aslında aynı kişi.


        Figürleri bir kenara koyarsak, muhteşem zenginlikte bir bahçe resmedilmiş. Tabloda 500'ü aşkın çiçek var. 190 küsür farklı çiçek türünden 130'u tanımlanmış durumda. Biraz da çiçeklerin türlerinden bahsedelim çünkü burada karşımızda ilginç bir detay çıkıyor. Portakal ağacı çiçekleri, güller, papatyalar, öksürük otu, süsen çiçekleri, karanfil ve Khloris'in ağzından çıkan cezayir menekşesi en çok göze çarpan çiçekler. Tablo birçok kişinin görüşüne göre baharın gelişini anlatsa da farklı mevsim çiçeklerinin bir arada olduğunu fark edince tablonun adına olan bakışımız bile değişiyor. Örneğin gül bir yaz çiçeğiyken öksürük otu bir kış bitkisidir. Bu iki bitkinin bir arada olması aklımızda soru işaretleri oluşturuyor. 


      Neredeyse gerçek insan boyutlarıyla çizilen bu tablodaki figürlerin kıyafetleri gerçekten hassas bir şekilde işlenmiş. Botticelli bu tablosunda sıradan yeni boyalar yerine oldukça eski bir metot olan yumurta kıvamlı boya kullanmış. (yumurtanın akının boya pigmentiyle karıştırılmasıyla elde ediliyor)


         Diğer bir nokta ise resme nereden bakılıyor? Rönesans zamanında yapılan tablolara ya üstten ya da alttan bakılıyor. Ressamlar ender olarak doğrudan bakılan resimler çiziyordu. Bu resimde bir genç kızın ayağının altının görülmesi, bize bu resme alttan bakılması gerektiğini anlatıyor. Ayrıca o dönemde resimler hep sipariş üzerine çiziliyordu ve bu resim de aslında sipariş üzerine yapıldı. Medici ailesinden Lorenzo yeni evlenen, yaşları oldukça genç, birbirini hiç tanımayan ve evlenecek olan iki gencin yatak odalarını süslemek için Botticelli'ye bu tablonun siparişini verdi. Böylelikle bir sipariş üzerine La Primavera ortaya çıkmış oldu.


         Tablonun dışına doğru bakan tek karakter ise Flora. Onun neden dışarı doğru baktığı konusunda kesin bir bilgi yok. Flora'nın değişik yüz ifadesi de yıllardır sanat tarihçilerinin kafasını kurcalayan bir konu. Belki siz onun neden tablodan dışarı doğru baktığını bulabilirsiniz.


La Primavera'dan bazı detaylar:







Geyşaların Gizli Dünyası: Geyşalar Hakkında Bilinmeyenler

(Metni video halinde izlemek isterseniz link:  https://www.youtube.com/watch?v=ZO3V9lxqwkw  )      Ayırt edici bey...